Merhaba
İran’a düzenlenen bir iş gezisine katıldım. Çıkarımlarımı paylaşmak istedim.
Şayet bir gün İran ile ticari bir münasebette bulunmak isterseniz okumanızda fayda var.
Öncelikle şunu belirteyim bu bir turistik gezi yazısı değildir keşke öyle olsaydı lakin değil. Kısıtlı zamanımda o kadar az fotoğraf çektim ki yazıma ekleyecek fotoğrafları bilgisayarımın karanlık dehlizlerinden zor bulabildim.
Ülke hakkında genel bilgiler ile başlayalım. İran tam bir karmaşıklıklar ülkesi, izah etmeye para biriminden başlayayım.
Para birimi : İran Riyali, halk kendi arasında para miktarını söylemek için “Tümen” kelimesini kullanıyor. Peki neden ? Çünkü İran Riyali çok değersiz yaklaşık 12.000 İran Riyali 1 Türk Lirasına eşit.
Halk bu karmaşayı önlemek için Tümen kullanıyor. Bir Tümen 10 Riyale eşittir. Böylece söylemesi daha kolay hale gelir.
Herhangi bir restoranda birkaç milyonluk hesaplarla karşılaşabiliyorsunuz sorun etmeyin sadece elinizdeki bir poşet para ile hesabı ödeyin.
Döviz bürosunda az para bozdurun yada paraları taşımak için ekstra bir bavul alın.
Nüfüs : 78 Milyon
Resmi Dil : Farsça
Konuşulan Diller : Azerice, Beluçça, Kürtçe, Arapça
Resmi Dini : İslam
Yönetim Şekli : İslami Cumhuriyet ( Teokratik Cumhuriyet )
Başkent : Tahran
İran köklü bir devlet M.Ö 4000’lere dayanan tarihi ve Türkiye gibi Asya – Avrupa arasındaki konumu itibari ile jeostratejik bir öneme sahip.
6.yüzyıldan 1935’e kadar Pers İmparatorluğu olarak bilinen bugünkü İran, o yıllarda Rıza Şahın arzusu doğrultusunda, uluslararası toplukluklarda İran olarak anılmıştır. Daha sonra verilen bu ismin ülkenin geçmişi ile arasındaki bağı kopardığını düşünen halk ve aydınlar gösteri yapmış 1959 yılında Muhammed Rıza Pehlevi her iki ifadenin resmi olarak kullanılabileceğini açıklamıştır.
1979’daki Meşhur İran devriminden sonra ülkenin resmi adı tüm platformlarda “İran İslam Cumhuriyeti” dir.
———————————————————————————————————
Bunlar genel geçer bilgiler peki İran’a neden geldim ?
Bu seyahatimin amacı öncelikle İran’da bol miktarda bulunan Çam Terebentin yağını İthal edip ülkemizde satmak. Akabinde ürettiğim ürünleri İran’a ihraç etmek sureti ile İran kozmetik pazarında kendime ufak bile olsa bir yer edinmek.
İkili iş görüşmelerinin yapıldığı birkaç toplantıya katıldım.
Pek neşeli görünen abimiz Medikal işi ile ilgileniyor. Buraları okuyorsa buradan selam ederim.
Urmiye Türkiye’ye sadece 185 km uzaklıkta. Yanlış hatırlamıyorsam bu İran’a 4. seyahatimdi. Daha önce karayolu ile Hakkari’den Urmiye’ye gitmiştim başka yazıda değinelim maceralı(!) bir geziydi.
İkili iş görüşmelerimizi gerçekleştirdik tek sorun ben çam yağı ve kozmetik için oradaydım. Karşı taraf bize üzüm ve hurma satmaya çalışmıştı. Bu başarılı(!) iş seyahatinden sonra Tahran’a doğru yola koyulduk.
Tahran İran’ın en büyük şehridir. 15 milyon insana ev sahipliği yapmaktadır.
Tahran ismi Farsça’da “sıcak yer” anlamına gelmektedir. Birazdan beni Tahra’nın büyük pazarında kalın bir montla göreceksiniz sebebi hikmeti Ocak ayı olmasıdır. 🙂
Burada ticaret nerede yapılır dedik. Bazar-ı Bozurg dediler.
Yani büyük pazar – kapalı çarşı
Koca bir ülkenin piyasalarını bu pazardan takip edebilirsiniz. Aslında büyük kolaylık herhangi bir ürünün toptan fiyatı burada belirlenir tüm ülkeye yayılır ve kabul görür.
Aynı zamanda yılın her zamanında korkunç bir kalabalık vardır.
Kozmetik ürünleri araştırması yapmak için bu pazarı yaklaşık 4 saat boyunca gezdim alışveriş yaptım.
Birkaç faydalı bilgi vereyim.
Bir ürünün fiyatı pahalı geldiyse hemen Türk olduğunu belirtin olacakları görün. Fiyat direk yarıya iniyor ne hikmetse 🙂
Türklere karşı ayrı bir sempatileri var. Türk olduğumu duyan birkaç insan fotoğraf çektirmek, hediye vermek, çay ikram etmek istemişti bende kırmadım tabi 🙂
Giyimden, gıdaya, lüks tüketimden, mobilyaya her şeyi bulmak mümkün lakin işin ilginci ürünler kalitesiz ve Türkiye ile arasında pek bir fiyat farkı yok.
Şöyle örnek vereyim normal bir spor ayakkabı almak istiyoruz. Türkiye şartlarında 80 ile 130 tl arasında gayet güzel spor ayakkabılar almak mümkün. Bu fiyat aralığında İran’da alacağınız herhangi bir spor ayakkabı Türkiye’de olandan kesinlikle daha kalitesiz olacaktır.
Size İran’ı hatırlatacak tarzda alışverişler yapabilirsiniz.
İran’ın nesi meşhur diye sorarsanız derhal izah edeyim.
El dokuması ipekleri, İsfahan Şiraz halıları, cam ve gümüş işçiliği, seramikleri, havyarı, kedisi 🙂
Pazarın görüntüsü, gayet eski Türkiye’nin 80’li yılları sanki.
Ulaşım için taksi kullanmanızı tavsiye ederim. Macera sevenler toplu taşıma kullanabilir. İngilizce bilen bir insana denk gelirlerse benden de selam söylesinler.
Taksiler güvenli Tahran’da taksicilerin yarısı ile ingilizce anlaşabilirsiniz. Diğer yarısına da gitmek istediğiniz yeri gösterebilir yada daha önce aldığınız çıktıları gösterebilirsiniz. Petrol ucuz olunca taksiler de ucuz. 30 km’lik bir yolu 5 tl gibi bir ücretle aşabilirsiniz.
İş gezisi ama yinede bakalım neler yenir neler içilir.
Bir kere İran’a geldiğinizde “Sirkencübin” içmenizi öneririm.
Ana malzemeleri sirke, bal ve su
İçindekiler mevsimlere göre değişebilmekte Mandalina, Limon, Portakal, Maydanoz, Fesleğen, Greyfurt gibi meyve sebze bitki ne bulurlarsa karıştırıyorlar.
Güzel bir detoksifiye içecek diyebiliriz.
Yemeklerine gelecek olursak
Baş oyuncu pilav her yemeğin kıyısından köşesinden menüye dahil olmayı başarmış pilav.
Şöyle bir ek bilgi vermek isterim.
Ne yerseniz yiyin ne içerseniz için İran seyahatiniz boyunca limon yemeyi kesinlikle ihmal etmeyin. Eğer limon yemezseniz sesiniz kısılır, faranjit olursunuz. Bu tamamen iklim ve hava kalitesi ile alakalıdır. Turistik ziyaret esasında siz limon yemeyi ihmal etmeyin.
İlk meşhur yemeği Şaşlık
Bana sorarsanız bizim şiş kebabımızdan farkı sadece etlerin daha büyük şekilde kesilip şişe takılmış olması. Lakin lezzeti konusunda bizi zorluyorlar. 1 hafta özel marinasyon uygulanmış dana bonfile ve özel Meşhad baharatları ile terbiye edilmiş şaşlık.
Sunum açısından gayet başarılı. Şaşlığı sadece bu mekanda böyle yiyebilirsiniz. Mekanın adı Tamasha. Gelmeden 72 saat önce aramanız gerekiyor. Bizim rezervasyonumuz olduğu halde kapıda 25 kişi 1 saat bekledik.
Tamamen taş bina mekan sunum gayet güzel.
Diğer yemekleri de denedim fotoğraf karesinde yalnız olmadığım için paylaşamıyorum ama isimlerini yazarım.
Abgusht
Kemikli kuzu etiyle rendelenmiş domates, soğan, nohut, patates ve zerdeçal karışımının saatlerce pişmesi sonucunda ortaya çıkan çok lezettli bir yemek. Suyunun içine lavaş doğranıp yenmekte ve esas malzemlerinin üzerine kara biber serpilerek yenilmektedir. İran da esas malzemeler ezilerek de yenilir. Diğer adı “dizi”dir.
Fesenjan
Nam-ı diğer Fesenjoon, incecik dövülmüş ceviz ve nar salçası karışımına soğan ve su ilave edilerek 5 saat pişirilir. Cevizin pişmesine yakın içine tavuk eti ilave edilir. Tavuk etinin de pişmesiyle yemek servise hazır hale gelir. Bu yemekte herhangi başka bir ilave yoktur. En önemli karakteristiklerinden biri cevizin kendi yağını yemeğe bırakması ve çok sağlıklı ve lezzetli bir tadın oluşmasıdır. Bu yemek Gilan bölgesinde ördek etiyle de yapılır.
Khoresht Gheymeh
Kavrulmuş soğan, Kıyılmış et veya kıyma ile birlikte pişirilir. İçine lepe (Sarı kırık bezelye), kuru limon ve erik ilave edilir. Kızartılmış patates ile servis edilir.
Nerede kalınır diye sorarsanız sizlere minimum 3 yıldızlı otellerde kalmanızı tavsiye ederim. Diğerlerinin pek güvenliği olduğu söylenemez.
Kaldığımız otel odalarımızın, özel eşyalarımızın aranması dışında güzeldi.
ESTEGLAL HOTEL inceleyebilirsiniz
Otel fiyatları olması gerekenden pahalı gelmeden önce booking.com gibi yerlerden kampanyalı fiyatlara bakmakta fayda var.
Otobüs ile otele dönerken Azade Meydanını gördük.
Ülkenin garipliklerle dolu olduğuna başta değinmiştim. Azade özgürlük demek meydanın adı Özgürlük Meydanı ama giriş yasak, polisten özel izin aldık fotoğraf çekebilmek için.
Yönetimden memnun olmayan bir halk, uydu ve uluslararası televizyonun yasak olduğu bir ülke internet erişimi kısıtlı, devlet özel hayatın sürekli içinde.
Ülkede 3 gün kaldıktan sonra anlıyorsunuz ki kimse hayatından memnun değil benim gördüğüm bu. Devletin uygulamaya çalıştığı rejim günümüzde pek uygulanacak türden değil. İnsanları hayattan soyutluyor.
Gündemi takip ediyorsanız okumuş olmanı muhtemeldir. İran’ın meşhur ev partileri, estetik yaptırmaya gelen genç kızlar. Yasak olmasına rağmen tüketilen alkol ve uyuşturucu miktarı ve daha neler neler.
Bu geziden ticari anlamda çok istifade edemedim ama güzel dostluklar kurdum. Bu gezi aslında o kadar çok zorlu geçti ki fotoğrafları paylaşamayacağım için çok değinemedim. Yollarda kaldık , havaalanında yattık. Bitmek tükenmek bilmeyen otobüs yolculukları yaptık.
Turistik amaçlı gelirseniz. İsfahan ve Tebriz’i görmeden gitmeyin.
Yazıma 60.000 beyitlik Şehnâme’yi yazan İran edebiyatının önde gelen isimlerinden olan Firdevsi’nin güzel bir sözü ile son vermek isterim.
“Bilgili olan güçlü olur”
değerli zamanınızı ayırdığınız için teşekkürü bir borç bilirim.
başka gezilerde görüşmek üzere.